Finansal Yeniden Yapılandırma Hakkında Yeni Kanuni Düzenleme
19/07/2019 tarihli 30836 (Mükerrer) sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 7186 sayılı torba yasa ile 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’na “Geçici Madde 32” eklenerek Finansal Yeniden Yapılandırma (FYY) işlemlerine ilişkin yeni düzenlemeler getirilmiştir.
Düzenlemeler kapsamında, borçlu şirketlerin faaliyetlerine devam etmesi esası ile alacaklı ve borçlu şirketlere önceki FYY düzenlemelerinde yer almayan yeni imkanlar sağlanmış, FYY uygulamalarından daha fazla şirketin faydalanması, ticari hayatta finansal uzlaşı zemininin oluşturulması amaçlanmıştır. Tanınan yeni imkanlar, alacaklı şirketlere de alacaklarının tahsil kabiliyetinin devamını sağlamak için daha özgür hareket edebilme imkanı vermiştir.
Daha önce Bankacılık Kanunu’nda FYY uygulamalarına ilişkin bir düzenleme bulunmamakta idi. Kanun’un 93. Maddesine istinaden hazırlanan ve 15/08/2018 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Finansal Sektöre Olan Borçların Yeniden Yapılandırılması Hakkında Yönetmelik uyarınca FYY usul ve esasları belirlenmiş, 21/11/2018 ise tarihinde Yönetmelikte değişiklik yapılmış idi.
Bankacılık Kanunu’na eklenen geçici madde ile yapılan düzenlemeler Yönetmelik ile uyumlu düzenlemeler içermektedir. Yönetmelik ile uyumun yanı sıra, daha önce Bankacılık Kanunu’nda bulunmayan bir takım düzenlemeler de getirilmiştir. Örnek vermek gerekirse;
- Önceki düzenlemelerde bankaların ve finans kuruluşlarının alacaklarından kısmen veya tamamen vazgeçmesi, indirim yapması söz konusu olmayıp, buna aykırı hareketler zimmet suçunu oluşturuyor idi. Yeni düzenlemeler ile teminat azaltma, anapara ve diğer alacaklardan vazgeçilerek kayıttan düşme yahut benzer işlemlerle kredilerin yeniden yapılandırılması halinde bu suç oluşmayacaktır.
- Alacaklı şirketlerin tahsilinden vazgeçilen alacak tutarları alacaklı için değersiz alacak, borçlu için ise vazgeçilen alacak olarak dikkate alınacaktır. Bu durum Alacaklı kuruluşlar tarafından dahil oldukları risk grubunda bulunan borçlularla yapılan yeniden yapılandırma işlemlerinde uygulanmayacaktır. Ayrıca özel karşılık ayrıldıktan sonra tahsil imkânı kalmaması nedeniyle kayıttan düşülen krediler alacaklı için değersiz alacak olarak addolunacaktır.
Dolayısıyla alacaklı şirketlerin de borçlu şirketler ile yapacakları anlaşmalarda daha uygun koşulların oluşacağı söylenebilecektir.
Geçici madde ile getirilen imkanlardan, Türkiye’de faaliyette bulunan bankalar, finansal kiralama şirketleri, faktöring şirketleri ve finansman şirketleri ile borçlulara doğrudan kredi kullandırmış olan yurt dışında kurulu bankalar ve finansal kuruluşlar, Türkiye’ye doğrudan yatırım yapan çok taraflı bankalar ve kuruluşlar, alacak tahsiline yönelik olarak bu alacaklılar tarafından kurulacak özel amaçlı şirketler ile aynı amaçla Sermaye Piyasası Kanunu’na göre kurulan yatırım fonları ile kredi ilişkisinde bulunan ve Finansal Yeniden Yapılandırma Çerçeve Anlaşmaları ile belirlenen borçlular faydalanacaklardır.
Kanun uyarınca, imkanlardan faydalanmak isteyen borçlu şirketlerin FYY kapsamında değerlendirilerek getirilen imkanlar, tedbirler, muafiyetler ve yeniden yapılandırma koşullarından faydalanabilmesi için yeniden yapılandırma sonucunda borçlarını geri ödeme kabiliyeti kazanacağına kanaat getirilmesi şarttır. Borçlarını geri ödeme kabiliyeti kazanamayacağına kanaat getirilen borçlu şirketler yeni imkanlardan faydalanamayacaklardır. Ancak ne var ki, bu kanaatin hangi hallerde oluşacağı açık ve net değildir. Yönetmelikte, geri ödeme kabiliyetinin “makul bir süre içinde” kazanılması düzenlenmiş iken, Kanuni düzenlemede “makul süre” ifadesi kullanılmamış, geri ödeme kabiliyetinin kazanılması bir süre sınırlamasına tabi tutulmamıştır.
İmkanlardan faydalanmak isteyen borçlu şirketlerin mali durum tespitlerini yapacak kuruluşlara da işaret edilmiştir. Borçluların mali durumunun tespiti ve FYY’nin uygulanabilirliğine ilişkin değerlendirme;
- Bağımsız denetim kuruluşları,
- Çerçeve Anlaşmaları kapsamında belirlenecek yeterli bilgi ve uzmanlığa sahip kuruluşlar,
- Borçlu tarafından kabul edilmesi halinde ise alacaklı kuruluş,
tarafından yaptırılacaktır. Yeterli bilgi ve uzmanlığa sahip kuruluşların, Yönetmelik’in önceki versiyonunda BDDK tarafından uygun görülmesi gerekli iken, 21 Kasım 2018 tarihinde yapılan değişiklik ile bu şart kaldırılmış, kuruluşların Çerçeve Anlaşmalar kapsamında belirlenmesi yeterli sayılmış idi. Bu değişiklikle aynı doğrultudaki kanuni düzenlemede de işaret edildiği üzere de Türkiye Bankalar Birliği tarafından hazırlanan 29 Ocak 2019 tarihli Çerçeve Anlaşma’nın V. Maddesinin c) bendi kapsamında, ilgili borçlunun mali durumunun tespiti ve fizibilitesi Alacaklı Kuruluşlar Konsorsiyumu (AKK)’nın kararıyla bir banka veya bankalara, bağımsız denetim kuruluşlarına ya da AKK tarafından uygun görülecek kuruluşlara, kapsamı ve hazırlanma süresi AKK tarafından belirlenmek üzere yaptırılabilecektir.
FYY uygulamalarına ilişkin esaslar gene Finansal Yeniden Yapılandırma Çerçeve Anlaşmaları ile belirlenecektir.
FYY kapsamında değerlendirilebilmek için mali şartları sağlayan şirketler için gerekli görüldüğü halde başvurulacak tedbir ve imkanlar aşağıdaki gibidir;
- Kredilerin vadelerini uzatmak,
- Kredileri yenilemek,
- İlave kredi vermek,
- Anapara, Faiz, Temerrüt Faizi, Gecikme Cezaları, Kar payları ile kredi ilişkisinden doğan her türlü alacağı indirmek veya kısmen ve tamamen vazgeçmek,
- Teminat azaltmak,
- Anapara, faiz veya kâr payı alacaklarını; kısmen veya tamamen iştirake çevirmek, özel amaçlı şirketler ile yatırım fonlarına aynî, nakdî ya da tahsil şartına bağlı bir bedel karşılığı devir veya temlik etmek, borçlu ya da üçüncü kişilere ait aynî değerler karşılığında kısmen veya tamamen tasfiye etmek, satmak, bilanço dışına çıkarmak,
- Diğer alacaklı kuruluşlar ve alacaklılarla birlikte hareket ederek protokoller yapmak.
Yeni düzenleme ile getirilen bu imkanların mevcut yönetmelik ile hükümleri ile uyumlu hale getirilmiş, yönetmelik değişiklikleri uyarınca aynı hükümlerin Bankacılık Kanunu’na da eklenmesi sağlanmıştır.
FYY kapsamına alınacak şirketler için bir takım harç ve vergi istisnaları da getirilmiştir. Çerçeve Anlaşmalar ve bu anlaşmalar kapsamında düzenlenen sözleşmelerde belirlenen esaslar uyarınca;
- Yapılacak işlemler cezaevi harcı ve Harçlar Kanununa göre alınan harçlardan (yargı harcı dahil) ve düzenlenecek kâğıtlar (Çerçeve Anlaşmaları ve Sözleşmeler dahil) damga vergisinden,
- Alacaklı kuruluşlar tarafından her ne nam altında olursa olsun tahsil edilecek tutarlar banka ve sigorta muameleleri vergisinden,
- Kullandırılan ve kullandırılacak krediler kaynak kullanımını destekleme fonundan,
Müstesna tutulmuştur.
Yukarıda sayılan istisnalar, alacaklı kuruluşların Çerçeve Anlaşmaları ve bu Anlaşmalar kapsamında düzenlenen Sözleşmeler kapsamındaki işlemleri dolayısıyla doğrudan veya dolaylı edindikleri varlıkları ve teminatları, alacaklı kuruluşların kendi aralarında veya borçluya devri hariç, elden çıkardıkları hâllerde uygulanmayacaktır.
Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 5/1-f[1] maddesinde yer alan Kurumlar Vergisi istisnası, kanuni takibe alınma şartı aranmaksızın alacaklı kuruluşlara ilgili varlıklarını çerçeve anlaşmaları ve finansal yeniden yapılandırma sözleşmeleri kapsamında devreden kurumlar ile bu suretle ilgili varlıkları devralan söz konusu alacaklı kuruluşların bu varlıkları satışından doğan kazançları hakkında da uygulanacaktır.
Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 17/4-r[2] maddesinde yer alan KDV istisnası, ilgili varlıkların çerçeve anlaşmaları ve finansal yeniden yapılandırma sözleşmeleri kapsamında alacaklı kuruluşlara devir ve teslimi ile bu suretle ilgili varlıkları devralan alacaklı kuruluşların bu varlıkları devir ve tesliminde de uygulanacaktır.
Düzenleme ile getirilen imkanlar, tedbirler, muafiyetler ve yeniden yapılandırma koşulları düzenlemelerin yayımlandığı 19/07/2019 tarihinden itibaren iki yıl süre ile geçerli olacak, bu süre Cumhurbaşkanı tarafından en fazla iki yıl daha uzatılabilecektir.
Finansal yeniden yapılandırma kapsamına alınan bir borçlunun borçlarının Sözleşmenin imza tarihini izleyen yılın başından itibaren iki yıl içerisinde tekrar finansal yeniden yapılandırmaya konu edilmesi hâlinde, vergi istisnaları ve teşvikler uygulanmayacaktır.
Sağlanan vergi, fon, harç istisnaları ve teşvikler, iki yıllık süreyle sınırlı olmaksızın uygulanacak ve uygulamaya konular işlemler gerçekleşmese dahi geri alınmayacaktır.
Konu hakkında daha detaylı bilgi almak isterseniz info@berkerberker.com adresinden bize ulaşabilirsiniz.
DİPNOTLAR
[1] Bankalara, finansal kiralama ya da finansman şirketlerine borçları nedeniyle kanunî takibe alınmış veya Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna borçlu durumda olan kurumlar ile bunların kefillerinin ve ipotek verenlerin sahip oldukları taşınmazlar, iştirak hisseleri, kurucu senetleri ve intifa senetleri ile rüçhan haklarının, bu borçlara karşılık bankalara, finansal kiralama ya da finansman şirketlerine veya bu Fona devrinden sağlanan hasılatın bu borçların tasfiyesinde kullanılan kısmına isabet eden kazançların tamamı ile bankaların, finansal kiralama ya da finansman şirketlerinin bu şekilde elde ettikleri söz konusu kıymetlerden taşınmazların (6361 sayılı Kanun kapsamında yapılan finansal kiralama işlemlerinde kiracının temerrüdü sebebiyle kanuni takipteki finansal kiralama alacakları karşılığında tarafların karşılıklı mutabakatıyla kiralayanın her türlü tasarruf hakkını devraldığı finansal kiralama konusu taşınmazlar dâhil) satışından doğan kazançların %50’lik, diğerlerinin satışından doğan kazançların %75’lik kısmı Kurumlar Vergisinden müstesnadır.
[2] Kurumların aktifinde (…)(3) en az iki tam yıl süreyle bulunan iştirak hisseleri ile taşınmazların satışı suretiyle gerçekleşen devir ve teslimler ile bankalara, finansal kiralama ve finansman şirketlerine borçlu olanların ve kefillerinin borçlarına karşılık taşınmaz ve iştirak hisselerinin (müzayede mahallerinde yapılan satışlar dahil) bankalara, finansal kiralama ve finansman şirketlerine devir ve teslimleri ile bu taşınmaz ve iştirak hisselerinin finansal kiralama ve finansman şirketlerince devir ve teslimi KDV’den istisnadır.