Ağustos Ayı Dikkat Çeken Yargıtay Kararları
Yargıtay 7.HD, 2023/2079 E. 2023/2747 K. RG:32280 15/08/2023
(6100 S. K. m. 123, 307, 363)
Taraflar arasında, İlk Derece Mahkemesinde görülen paydaşlar arasında ecrimisil davasında davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince kesin olarak verilen kararın kanun yararına temyizen incelenmesi Adalet Bakanlığı tarafından istenilmiş olmakla; Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; tarafların paydaş maliki oldukları dava konusu 1878 parsel sayılı taşınmazı uzun yıllardır davalının tek başına kullandığını belirterek, fazlaya ilişkin haklan saklı kalmak kaydıyla yıllık 5.000,00 TL ecrimisil bedelinin tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı süresi içinde davaya cevap vermemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen karan ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 307 nci maddesi uyarınca davacının davadan feragat etmesi nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
2. İlk Derece Mahkemesi karan kesin olarak verilmiştir.
IV. KANUN YARARINA TEMYİZ
A. Kanun Yararına Temyiz Yoluna Başvuran
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararının kanun yararına temyizen incelenmesi Adalet Bakanlığı tarafından istenilmiştir.
B. Temyiz Sebepleri
Adalet Bakanlığı kanun yararına temyizinde, davacının 21.05.2021 tarihli dilekçesinde davadan vazgeçtiğini belirttiğini, 6100 sayılı Kanun’da davadan vazgeçme şeklinde bir kurumun bulunmadığını, sadece davanın geri alınması ve davadan feragat kurumlarının bulunduğu dikkate alındığında, davacı tarafın 21.05.2021 tarihli dilekçedeki beyanının açıklattırılarak talebin davanın geri alınması mı yoksa davadan feragat mi olduğu hususunun netleştirilmesi gerektiğini, talebin geri alma niteliğinde olduğunun anlaşılması halinde 6100 sayılı Kanun’un 123 üncü maddesi gereğince, davalının geri alma talebine muvafakatinin olup olmadığı hususunda beyanı alınıp, rızası olduğu takdirde davanın geri alınması sonucu olarak davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi, davacının talebinin ecrimisil talebinden feragat niteliğinde olduğunun anlaşılması halinde ise davanın feragat nedeni ile reddine karar verilmesi gerektiğini ileri sürülmüştür.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, paydaşlar arasında ecrimisil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 363 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca ilk derece mahkemelerinin kesin olarak verdikleri kararlar ile istinaf incelemesinden geçmeden kesinleşmiş bulunan kararlarına karşı, yürürlükteki hukuka aykırı bulunduğu ileri sürülerek Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına temyiz yoluna başvurulur.
2. Temyiz talebi Yargıtayca yerinde görüldüğü takdirde, 6100 sayılı Kanun’un 363 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyannca karar kanun yararına bozulur ve bu bozma, kararın hukuki sonuçlarını ortadan kaldırmaz.
3. 6100 sayılı Kanunun 123 üncü maddesi, “Davacı, hüküm kesinleşinceye kadar ancak davalının açık rızası ile davasını geri alabilir” ve 307 nci maddesi ise, “Feragat, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir” şeklindedir.
3. Değerlendirme
Feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir. Kısmen feragat veya kabulde, feragat edilen veya kabul edilen kısmın, dilekçede yahut tutanakta açıkça gösterilmesi gerekir. Feragat ve kabul, kayıtsız ve şartsız olmalıdır. Feragatin kati bir hükmün hukuki neticelerini hasıl edeceği hükme bağlanmıştır. Belirtmek gerekir ki, feragatin geçerliliği karşı tarafın muvafakatine bağlı değildir. Etkisini onu yapanın tek yönlü irade beyanı ile doğurur.
Davanın geri alınmasında ise davacı, davalının muvafakati ile davayı geri alabilir. Davalının rızasının açık olması gerekir; zımni muvafakat yeterli değildir. Davalı, davacının davayı geri almasına açık bir şekilde muvafakat ederse mahkemece, davanın esası hakkında karar verilmeyip geri alınma ve davalının da buna muvafakat etmesi nedeniyle davanın son bulduğunu belirtmekle yetinmelidir.
6100 sayılı Kanun’un 307 nci maddesinde düzenlenen davadan feragat ile 123 üncü maddede düzenlenen davanın geri alınması, farklı sonuçlan olan işlemlerdir.
Dosyanın incelenmesinde, davacı asilin 21.05.2021 tarihli dilekçesinde açıkça davadan feragat beyanında bulunmayarak “davadan vazgeçiyorum, taraflara durumun tebliğini talep ederim” şeklinde talepte bulunduğu ve dilekçesinin davacı vekilinin 08.06.2021 tarihinde vermiş olduğu dilekçe doğrultusunda karşı tarafa tebliğ edildiği, mahkemece davadan vazgeçmeye ilişkin dilekçenin davadan feragat olarak nitelenerek davanın feragat nedeniyle reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Davacının beyanı feragat niteliğinde olmayıp 6100 sayılı Kanun’un 123 üncü maddesinde belirtilen şekilde davanın geri alınması niteliğindedir. O halde, karşı tarafın muvafakati bulunması durumunda HMK’nın 123 üncü maddesi gereğince davanın geri alındığının kabulü ile davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekirken, geri alma beyanına yönelik davalı tarafın açık muvafakati bulunmadan, davacı asilin 21.05.2021 tarihli dilekçesinin davadan feragat olarak nitelendirilmesiyle davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmesi yerinde değildir.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Adalet Bakanlığının 6100 sayılı Kanun’un 363 üncü maddesinin birinci fıkrasına dayalı kanun yararına temyiz isteminin kabulü ile kararın sonuca etkili olmamak üzere KANUN YARARINA BOZULMASINA,
Dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına gönderilmesine,
22.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Yargıtay 11.HD, 2022/6977 E. 2023/1027 K. RG:32280 15/08/2023
(6100 S. K. m. 346, 363) (2004 S. K. m. 50, 62)
Taraflar arasında, İlk Derece Mahkemesinde görülen itirazın iptali davasında davanın kabulüne karar verilmiştir.
İstinaf incelemesinden geçmeden kesinleşen İlk Derece Mahkemesi kararının kanun yararına temyizen incelenmesi Adalet Bakanlığı tarafından istenilmiş olmakla; Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin alacağının tahsili için icra takibi başlattığını, davalı borçlunun takibe, borca, yetkiye ve imzaya itiraz ettiğinden takibin durduğunu, itirazın kötüniyetli olduğunu ileri sürerek davalının itirazının iptaline, takibin devamına, borçlunun %20’den aşağı olmamak üzere inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili, davaya cevap vermemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen karan ile davaya konu edilen 2 adet çek altındaki imza davalı şirket yetkili temsilcisine ait olmasa da aynı imzayı taşıyan fakat davaya konu edilmeyen çekin davalı tarafından ödendiği bu şekilde davalının davacı tarafa karşı düzenlenen çekler ile ilgili imza itirazında bulunmasının dürüstlük kuralına aykırılık teşkil edeceği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, karar davalı vekilince istinaf edilmiştir.
2.Mahkemece 02.12.2021 tarih, 2017/40 E. ve 2021/563 K, sayılı ek karar ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun kanuni süre geçtikten sonra yapılması nedeniyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 346 nci maddesinin birinci fıkrası gereğince reddine karar verilmiş, taraflarca ek karara karşı istinaf yoluna başvurulmaması neticesinde 15.12.2021 tarihinde karar kesinleşmiştir.
IV. KANUN YARARINA TEMYİZ
A. Kanun Yararına Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı vekilinin kanun yararına temyiz isteminde bulunması üzerine Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğü kanun yararına temyiz yoluna başvurmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğü kanun yararına bozma talepli dilekçesinde; yetkisiz icra dairesi tarafından gönderilen ödeme emrine borçlu tarafından itiraz edilmesi üzerine dosyanın yetkili icra dairesine gönderildiğini; ancak yetkili icra dairesinde yeniden ödeme emri gönderilmediği halde Mahkemece itirazın iptali davasının görülerek davanın kabulüne karar verildiğini, ödeme emri borçluya tebliğ edilip borçlu tarafça itiraz edilmedikçe itirazın iptalinin istenemeyeceğini ileri sürülerek kararın kanun yararına temyizen incelenmesini istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, itirazın iptali davasında, ödeme emrine itirazın olup olmadığına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun’un 363 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca ilk derece mahkemelerinin kesin olarak verdikleri kararlar ile istinaf incelemesinden geçmeden kesinleşmiş bulunan kararlarına karşı, yürürlükteki hukuka aykırı bulunduğu ileri sürülerek Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına temyiz yoluna başvurulur.
2. Temyiz talebi Yargıtayca yerinde görüldüğü takdirde, 6100 sayılı Kanun’un 363 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca karar kanun yararına bozulur ve bu bozma, kararın hukuki sonuçlarım ortadan kaldırmaz.
3.2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 50 nci ve 62 nci maddesi.
3. Değerlendirme
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir. Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğünün kanun yararına bozma talebi üzerine yapılan incelemede, Sakarya 1. İcra Müdürlüğünün 2012/2527 E. sayılı dosyası ile başlatılan icra takibinde borçluya ödeme emri gönderildiği, davalı borçlunun yetkiye itiraz etmesi üzerine yetkisizlik kararı ile dosyanın Gaziantep 7. İcra Müdürlüğüne gönderildiği anlaşılmıştır.
Artık yetkisiz icra müdürlüğünün gönderdiği ödeme emri geçersiz olup yetkili icra müdürlüğünce yeni bir ödeme emrinin borçluya gönderilmesi gerekir. Ancak dosya içerisinde borçluya yetkili icra müdürlüğünce gönderilen ödeme emrine rastlanılmamış olup bu durumda davalı borçlunun borca itirazının da geçersiz olduğunun kabulü gerektiği halde itirazın iptali davasına devam olunarak davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmadığından, geçerli bir ödeme emri ile ona dair geçerli bir itiraz, itirazın iptali davalarına dair özel dava şartı olduğundan Mahkemece dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, bu nedenle Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğünün kanun yararına bozma talebinin kabulü ile kararın sonuca etkili olmamak üzere kanun yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Adalet Bakanlığının 6100 sayılı Kanun’un 363 üncü maddesinin birinci fıkrasına dayalı kanun yararına temyiz isteminin kabulü ile kararın sonuca etkili olmamak üzere KANUN YARARINA BOZULMASINA,
Dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına gönderilmesine,
22.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.